Monterey ve Kuşadası Kardeş Şehir
Monterey Şehir Konseyi salı günü oy birliği ile Ege sahilinin 70 bin kişilik şehiri Kuşadası’nı kardeş şehiri olarak kabuletti.
Kültürel alışveriş, ekonomik kalkınma ve kitleler arası iletişim, uluslararası kardeş şehirler projesi kapsamında kar amacı gütmeyen gruplar tarafından sağlanıyor. Bu projeyi Belediye Başkanı Chuck Della Sala, konsey toplantısında: “Dünyanın dört köşesinden insanlarla ilişkilerimizi ayakta tutmak ve devam ettirmek için bulunmaz fırsat” diye değerlendirdi.
Monterey gibi Kuşadası’nın ekonomisi de turizme odaklanmakta. Yılda bir milyondan fazla ziyaretçi geliyor. Romalılar zamanından kalan beyaz mermer şehir Efes Harabeleri en çok ziyaret edilen yerler arasında.
Yavuz Atila, bu turizm birlikteliğini beş yıl kadar önce düşünmüş ve iki şehirin birbirleriyle bağlantı kurması gerekliliğini görmüş.
İstanbul doğumlu Atila, 1988’de Monterey’e Türk Deniz Kuvvetlerinde görevliyken yüksek lisans eğitimi için Naval Lisans Üstü Okulunu tercih etmiş. 1990’da mezun olmuş ve Türkiye’ye dönmüş. Monterey Enstitüsü Uluslararası Araştırma İnceleme Bölümü’nde İnternet Teknoloji Menejeri olarak, 1993’te yeniden Amerika macerası başlamış. Atila, Monterey ve kendi anavatanı arasında bir bağ kurmak için Kuşadası ve Monterey kardeş şehir projesi bağlamında belediye başkanına mektup yazmış.
İşte o mektuptan beş yıl sonra buradayız… ‘Monterey-Kuşadası Kardeş Şehir’ projesinin konseyi ve onbeş Türk göçmen, çektikleri fotoğraflar, video görüntüleri ile salı günkü görüşmeye katıldılar.
Monterey Türk Festivali Başkanı İlge Özersen: “Şahsen İstanbul’luyum ve ancak kendi ülkemde hissedebildiğim özel duyguyu Monterey’de de yakaladım. Bir yerlere ait olmak nasıl bir duygudur bilirsiniz. Benzer çok taraflarımız var. Bu projenin gerçekleşmesi müthiş bir gelişme. Çok duygulanıyorum” dedi.
Atila ekledi: “Kuşadası Belediye Konseyi Monterey’den haber bekliyor. Önümüzdeki yıl delegeden kişiler gönderecekler California’ya. Bu yolculuğu California Türk Amerikan Derneği karşılayacak. Monterey’de üçyüz Türk göçmen yaşıyor. İnsanlar birbirlerini tanıdıkça, daha da iyi anlamaya başlayacaklar. Sadece bir tane dünya var yaşadığımız. Neden birbirimizi daha iyi anlamayalım?”
(Turkish Journal)