Avrupa’daki Türkçe yayınların son kalesi düşüyor mu?

koln_radyosu

BATI Alman Radyo Televizyon Kurumu WDR bünyesinde yayın yapan Köln Radyosu’nun Türkçe yayınlarının kısılma planına tepkiler sürüyor… Bu planın geri çekilip çekilmeyeceği merak konusu. 
Avrupa’daki Türkçe yayınların son kalesi olarak da bilinen Funkhaus Europa’da haftada 11 saat olan Türkçe yayınların 5 saate düşürülmesinin, İtalyanca, İspanyolca, Yunanca, Sırpça ve Hırvatça yayınların ise tamamen kaldırılmasının planlanması tepki çekiyor: Avrupa\’daki Türkçe yayınların son kalesi düşüyor mu? (Işıl Öz-Turkish Journal)

WDR söz konusu plana gerekçe olarak tasarruf tedbirlerini gösteriyor. Almanya’da daha önce de başkent Berlin ve Brandenburg eyaletlerindeki RBB Radyo TV kurumuna bağlı Türkçe de yayın yapan Multikulti radyo programı tasarruf gerekçesiyle yayından kaldırılmıştı.

“Bu kısıtlamalar kanaatimizce Türkçe yayınların Alman devlet televizyonlarından tamamen kaldırılması için atılmış bir adımdır!” 

Plana en büyük tepkiyi dinleyiciler gösterdi. Dinleyicilerden ve kurumlardan gelen protesto mektuplarında, Türkçe yayınların bir oldu bittiyle kaldırılmak istenildiğine değiniliyor. “Almanca yayınlar aynen devam ederken, neden her defasında, Alman radyo yayınları içinde çok küçük bir yer tutan Türkçe yayınları, tasarruf önlemlerine kurban gidiyor?” diye soruyorlar. Bu kararın tam da Köln Radyosu’nun 45. yılı kutlamalarına denk gelmesi ile üzüntülerinin arttığını, bu kutlamalar vesilesiyle yayın saatlerinin daha da arttırılmasını isterken WDR yönetiminin, Türkçe radyo dinleyicilerine adeta şaka yaptığı belirtiliyor.

WDR Radyo Yayınları Müdürü Wolfgang Schmitz, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Azalan mali kaynaklara karşılık mümkün mertebe çok sayıda anadilde yayın yapma hedefimiz sürüyor. Bu bağlamda 1 Ocak 2010 tarihi itibariyle pazar akşamları Yunanca ve İspanyolca yayınlarımız olacak. Frankfurt’dan bu iki dilde yapılan yayınların kaldırılmasından doğan kaybı ancak bu şekilde kısmen de olsa gidermiş olabileceğiz. Bu gelişmenin beraberinde getireceği bir sonuç olarak Türkçe yayınımızın yanı sıra pazar akşamı yayınlanan başka yayınlar da kalkacak.
Devralmış olduğumuz bu yeni görevleri ancak bütçemizde yapacağımız kaydırmalarla yürütmemiz mümkün olacak. Bu nedenle sadece birkaç sene önce başlayan ve maliyeti oldukça yüksek olan “Köln Radyosu” sabah yayınlarını önümüzdeki ilkbaharda yayından kaldırmaya karar verdik.”

Schmitz, konuyla ilgili Türkçe haber yapan basın yayın kuruluşlarının genelde göz ardı ettiğini düşündüğü noktaları da şöyle açıklıyor: “Kaldırmayı planladığımız sabah yayınlarının karşılığında şimdiye kadar yarım saat süren Türkçe akşam yayınlarımızı iki katına, yani bir saate çıkartıyor ve yayını dinlenilirlik açısından daha uygun bir saate kaydırmayı planlıyoruz.
Yine diğer anadil yayınlarının da süresinde belirgin bir artış öngördük. Denetleme ve yayın kurullarımızın onayına sunacağımız yeni yayın şemamız halihazırda her biri otuz dakika olan Türkçe, İtalyanca, Sırpça/Boşnakça/Hırvatça, Rusça ve Lehçe akşam yayınlarımızın bir saate çıkarılmasını öngörüyor. Bu yeni haber/magazin yayınlarımızda, şimdiye dek sürdürdüğümüz geleneksel akşam yayınlarında gerçekleştirme olanağı bulamadığımız yeni ve çağdaş bir sözel-müzik program sentezi hedefliyoruz. Bu gelişme Köln Radyosu’nun da yararına olacaktır. Ayrıca bazı basın-yayın organlarında yayımlanan haberlerin aksine, gerek cumartesi gerek pazar günleri daha genç bir kitleye hitap eden Türkçe yayınlara da yer vereceğiz.
Planladığımız bu değişiklikler yoluyla hedefimiz, maddi baskının arttığı, tasarruf zorunluluğunun başladığı bir dönemde, Funkhaus Europa’nın anadil yayınlarını genel anlamda güçlendirmek. Çünkü kurumumuz için anadil yayınları vazgeçilmez bir önem ve özelliğe sahiptir. Anadil yayınları birçok dinleyicimiz için memleketlerine uzanan bir köprü ve anavatanlarının kültürüne duyulan bir saygıdır. Bunun bilincindeyiz. Ayrıca pek tabii ki Türkçe Almanya’da aile içinde kuşaklararası iletişimi sağlayan ailenin anadili konumundadır.”

Öte yandan, kültürel çoğulculuk ve Funkhaus Europa’nin birleştirici özelliği göz önünde bulundurulduğunda Almanca yayınlanan “Cosmo” adlı sabah programımızın bir saat erken başlatılması kararının da yerinde ve geleceğe yönelik önemli bir adım olduğunu belirten Schmitz, “Bu değişiklik çok sayıda farklı kültürden gelen geniş bir dinleyici kitlesinin ihtiyacına uygun bir tepkidir. Funkhaus Europa’nın toplumsal entegrasyon sürecinde üstlenmiş olduğu görevin yerine getirilmesi için Almanca yayınların da merkezi bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Çünkü bu yayınlar tüm dinleyicilerimize seslenmektedir” diyor…

Bu açıklamaya karşılık, bir çok dernek ve kurum şu argümanları sundu: “Sadece Kuzey Ren Vestfalya’da 1 milyondan fazla Türkiye kökenli insan yaşıyor. Her 18 kişiden biri Türkçe konuşuyor. Bu tasarruf tedbirleri WDR Funkhaus Europa’nın Türkçe yayınlarını tümden kaldırmayı öngörmese bile, yayın süresinin azalması kalitenin de düşmesine sebep olacaktır. Bu da Köln Radyosu’nun şimdiye kadar başarıyla ulaştığı KRW ve diğer eyaletlerde oturan onbinlerce dinleyici açısından her bağlamda ciddi bir kayıp olacaktır.”

“Funkhaus Europa yöneticilerinin amacı ne olursa olsun, ortaya çıkacak sonuç önemli” 

“Nitekim Köln Radyosu’nun sabah yayınları yerine Almanca programlar yayınlayarak herkesin anlamasına olanak sunulmak isteniyormuş. Funkhaus Europa, yayın dilini Almanca yaparak herkesi “kucaklamaya” çalışırken, aslında kimseye ulaşamayacağının farkında bile değil. Köln Radyosu’nun sabah yayınlarını durdurmaları halinde yeni dinleyicilere ulaşamayacakları gibi onbinlerce Köln Radyosu dinleyicisini kaybedecekler. Yani Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacaklar. Köln Radyosu’nu zayıflatarak Almanya’daki uyum çalışmalarına ne büyük bir zarar verdiklerinin ise farkında bile değiller. Türkçe Radyo yayınlarının bir oldu bittiye getirilip kısıtlanmasına seyirci kalmayacağız. Madem Almanya’daki kamu yayın organlarının finansmanı için “G E Z” aidatı ödüyoruz, Türkçe bir yayın dinlemek de hakkımız.”

 

(Turkish Journal)

Become a patron at Patreon!