ABD’de “Ele Güne Karşı Coşma Zamanı”
Mazhar Fuat Özkan (MFÖ), 4 Aralık Cuma akşamı San Francisco, 6 Aralık Pazar akşamı da Seattle’daki müzik severler ile buluştu.
Şahsına münhasır grup Mazhar Fuat Özkan (MFÖ), içinde rock’ı, reggea’sı, rap’i hatta balladı da olan stilleri ile ABD’de.
MFÖ’nün tarihçesi: 1966 yılında Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in tanışmaları ile başlayan beraberlik 1971 yılında ikilinin çıkardıkları “Türküz Türkü Çağırırız” adlı albümle devam ediyor ve aynı yıl Özkan Uğur’un da katılması ile “MFÖ”nün 36 yılı aşan birlikteliklerinin ilk temeli atılıyor. 1970 ‘li yılların ortalarında “İpucu 5”lisi olarak çıkardıkları “Heyecanlı çok Heyecanlıyım” adlı parça ile Türkiye’de yapılmış ilk klip çalışmasını gerçekleştiriyorlar. MFÖ, en önemli çıkışını 1984 yılında “Ele Güne Karşı” albümüyle yapıyor. Albüme adını veren bu şarkı, o seneki yılın şarkısı oluyor. Bunu, 1985 yılında “Peki Peki Anladık”, 1986 yılında “Vak The Rock”, 1987 yılında “No Problem”, 1989 yılında “Best of MFÖ”, 1990 yılında “Geldiler”, 1992 yılında “Agannaga” ve “Dönmem Yolundan”, 1995 yılında Rock sound’u ağırlıklı “M.V.A.B” izliyor. 1985 ve 1988 yıllarında Türkiye’yi Eurovision şarkı yarışmasında temsil eden grubun üyeleri kariyerlerine solo albüm çalışmaları dışında film, tiyaro, reklam ve TV dizilerinde de yeralarak devam ediyorlar. Grup üyelerinin hiçbir zaman tek başına sahne performansı sergilemeyi seçmediğini, bugüne kadar hep MFÖ olarak sahne aldıklarını belirtelim. Tamamıyla yeni parçalardan oluşan AGU ise 2006’ın başlarında müzik marketlerdeki yerini aldı.
ABD konser turunu organize eden Serdar İlhan vasıtası ile grup üyeleri ile iletişim kurma şansı yakaladım. Sağ olsun Fuat Güner beni kırmadı ve sorularımı yanıtladı.
İlk olarak, ABD’de konser turu fikrinin nasıl ortaya çıktığını merak ettim…
“Central Park konserinden sonra gelen istekler ve Serdar İlhan’ın bu konudaki teklifi bu fikrin gerçekleşmesine sebep oldu” dedi.
Bu ABD’de gerçekleşen kaçıncı konseriniz?
Bu ABD’deki altıncı konser organizasyonu.
İlgiden memnun musunuz?
Evet, gerçekten çok memnunuz.
Türkiye’deki dinleyiciler ile ABD’deki kitleyi karşılaştırmanızı istesem yanıtınız ne olurdu?
İnanın çok büyük bir fark yok bizim açımızdan. ABD’de dinleyici zaten genelde Türk olup, memlekete hasret kaldığı için ve de şarkılarımızın çoğunu ya ailelerinden ya da arkadaşlarından dinleyerek sevdiklerinden, Türkiye’de olduğu gibi burada da aynı coşkuda izliyorlar.
New York’u sevdiğinizi biliyorum. ABD’nin diğer şehirleri hakkında görüşünüzü merak ediyorum… San Francisco nasıldı mesela?
Gerçek Amerikan şehirleri zaten New York haricindekiler. İstanbul gibi her şehrin kendine özgü karakteri ve cazibesi var. San Francisco hakkında yorum yapmak için biraz yaşamak lazım. Deprem korkusunu saymazsak yaşanacak güzel yerlerden biri gibi gözüküyor.
Verdiğiniz bir ropörtajda, “gün ışığına çıkmamış altmış tane İngilizce bestemiz var” demiştiniz. Bu besteleri birgün dinleme şansımız olacak mı?
Umarım bu besteleri gün ışığına çıkarmak için bir formül üretiriz. Biraz tembeliz bu konuda.
Yurtdışı konserleri sırasında yaşadığınız komik, enteresan anılara yer vermek isterim bu ropörtajda, paylaşmak istediğiniz bir anı var mı?
Konserler için talep ettiğimiz tesisat listesini (teknik rider) gören firmalardan biri, “What the hell is this? Are we going to work with ROLLING STONE!” demiş. Normaldir.
MFÖ’yü bir tanıma, formüle sığdırmak olası değil biliyorum ama yine de sormak istiyorum, Amerikalılar sizi dinlerken ne hissediyor sizce? Size gelen yorumlar nasıl?
Bunu onlara sormanız daha doğru olur.
Konserlerinizde klasik olmuş şarkılarınızı söylemekten bazen sıkıldığınız oluyor mu?
Bizim için performans çok ama çok önemli. Bıkacak kadar çok çaldığınız zaman, iyi çalıp söylemeye başlarsınız.
Sahneye çıktığınızda muazzam bir kalabalık gözünüzün içine bakıyor ve isminizi haykırıyor. Her şey bitip de evde, otelde yalnız kaldığınızda nasıl hissediyorsunuz?
Güzel bir konserden sonra insan ileriye daha aydınlık gözlerle bakabiliyor. Bir mutluluk, bir sevinç, bir tatmin kaplıyor insanı. Daha da ileri nasıl götürürüm, diye düşünüyorsunuz.
MFÖ’nün müzik aşkını tarif etmenizi istesem yanıtınız ne olurdu?
Özgün besteler, sözler ve üç ses…
Artık CD’ler de yavaş yavaş tarih olacak gibi, bazı müzisyenler albümlerini yalnızca internetten yayınlamaya başladı bile. Sizin yeni teknoloji ile aranız nasıl?
Mümkün olduğu kadar dışında kalmamaya gayret ediyoruz.
Son zamanlarda siz kimleri dinliyorsunuz?
Maroon 5 , Travis, Portishead ve her zaman Oldies but Goldies…
Size göre son 50 yılda müzik alanında olan en önemli şey nedir?
Teknoloji.
Birlikte, üzerinde çalıştığınız yeni bir proje var mı?
Bir müzikal düşüncemiz var bunun üstünde kafa patlatıyoruz.
MFÖ, Serdar İlhan ve Yeni Rakı organizasyonuyla, Amerika’daki hayranlarıyla buluşmaya devam ediyor. Grup, 8 Aralık Salı günü Chicago’da, 11 Aralık Cuma günü New York’da sahne alacak. 12 Aralık Cumartesi günü Boston’da vereceği konserin ardından MFÖ’nün Amerika turu 13 Aralık Pazar akşamı Arlington’da sonlanacak.
Ayrıntılı bilgi için: www.serdarilhan.com
(Turkish Journal)