Amerika’nın en uzak köşesindeki Türkiye dostları
Tükleri ve Türkiye’yi Amerikalılara tanıtmak için artık lobi şirketleri gerekmiyor. Amerika’da yaşayan Türkler verdikleri toplum hizmetleri ile Türkiye’nin en önemli tanıtıcıları oluyorlar.
Türk doktor Hakan Kaya Amerika’nın kuzey-batısındaki Spokane şehrinde göreve başladığında bölgede bir kemik iliği nakli programı yoktu. Kanser hastaları Spokane şehrinden 400 kilometre uzaktaki başka bir kemik iliği nakli merkezine gitmek zorunda kalıyorlardı. 2005 yılının ağustos ayında Dr. Hakan Kaya bölgedeki ilk kemik iliği nakli programını kurdu. Şu ana kadar 35 kemik iliği nakli yapılan programın başarısı çevre eyaletlere yayıldı. Artık kanser hastaları kemik iliği nakli için çevre eyaletlerden bile Dr. Kaya’ya gönderiliyor.
Dr. Kaya’nın kemik iliği programı tarafından son dört yılda tedavi edilen hastaların yaşamlarını kutlamak için geçen hafta Manito Park’ta bir piknik düzenlendi.
Kemik iliği nakli hastalarının aileleri ile birlikte katıldığı pikniğin davetlileri arasında demokrat parti eyalet senatörü Chris Marr başta olmak üzere bölgenin önde isimleri ve hastane çalışanları da vardı.
Piknik esnasında bir konuşma yapan Dr. Kaya, etkinliğe katılan kişilere teşekkür etti ve bölgenin ilk myeloma/lenfoma ve kök hücre nakli programını 2005 yılında kurmanın gururu ile bu programın kurulma aşamasına dair davetlilere bilgi verdi. Dr. Kaya konuşmasında kök hücre naklini nasıl yaptıklarına da değindi…
“Birden çok myloma veya lenfoma tanısı ile hasta bize sevk ediliyor’ diyen Dr. Kaya, öncelikle nakil koordinatörü Sarah Ashenbrener ve kendisinin CCNW’de hastayı değerlendirdiklerini belirtti ve detayları iletti: “Eğer o hasta bir otolog kök hücre nakli için bir aday ise süreç başlıyor. Birden fazla kan testleri de dahil olmak üzere, Sarah, hastanın X-Ray, kalp ve akciğer testlerini yapıyor. Ayrıca hasta ve ailesi ile nakil ile ilgili detaylar için zaman geçiriyor. Daha sonra bir bakım takvimi oluşturuyor ve bana gerekli bilgileri iletiyor. Her zaman söylediğim gibi, bu nakil programı Sarah olmadan günümüze kadar ulaşamazdı. Nakil sürecinin bir parçası olan, harika bir sosyal görevli ve terapistimiz var; Tess Taft, herhangi bir psiko-sosyal ihtiyaçları için hastamızı değerlendirir. O sırada ve transplantasyon sonrası hasta görmeye devam eder. Bir hafta sonrası için kendi kök hücrelerinin kanı toplanmış olmalı, beyaz kan hücre büyüme faktörü, infüzyon merkezine dönüş ve günlük iğneleri alma sonrası aday kök hücre nakli için hazırdır. İç Kuzeybatı Kan Bankası direktörü Dr. Ranlett ve çalışkan personeli burada devreye giriyor.”
Gerçek nakilin hastanede yapıldığını belirten Dr. Kaya, “Hastalar hemşire, eczacı ve diğer personel ekip tarafından bakıma alınır” dedi. Hastanın hastanede iki-üç hafta kaldığını öğreniyoruz.
Piknikte yaptığı konuşmada her hastayla ilgili özel birkaç söz söyleyen Dr. Kaya’ya hastaların minnetle sarılışları seyredenlerin gözlerini yaşarttı. Altmışlı yaşlardaki, şu anda çok sağlıklı görünen Judy, programın ilk kemik iliği nakli yapılan hastasıydı. Judy, eline mikrofonu alarak şöyle dedi: “5 yıl önce başka doktorlar bana kesin öleceğimi söylemişti. Dr. Kaya’nın tam 4 yıl önce 2005 yılının ağustos ayında yaptığı tedavi sayesinde bugün yaşıyorum ve çok sağlıklıyım.” Sonra Dr. Kaya’ya minnetle sarıldı.
Judy’yi takip eden diğer hastalarda birer birer mikrofona gelerek Dr. Kaya’ya teşekkür ettiler. Dr. Kaya “Kemik iliği nakli bir ekip işidir, bir takım çalışmasıdır. Bunları tek başıma yapmadım. Burada gördüğünüz hastane çalışanları olmasalardı böyle bir program olamazdı” dedi ve hastahane personeli ile bu pikniği organize eden komite üyelerine tek tek teşekkür etti. Ayrıca eşi ve kızına da kendisine desteklerinden dolayı sevgisini iletti. Konuşması sırasında birkaç Türkçe sözcük bile kullanan Dr. Kaya’nın Ankara Tıp Fakültesi mezunu bir Türk olduğunu bölgede bilmeyen yok.
Dr. Kaya’ya sorduk, “Hastalar size minnet dolu sözler söylerken, ne düşünüyordunuz?”
“Davetliler arasında olan 13 yaşındaki kızım benimle ilgili tüm söylenenleri duyduğu için çok mutlu oluyordum. Piknikten sonra ışıl ışıl gözleriyle yanıma geldi, beni öperek ‘aferin babacım’ dedi. Hayatımda aldığım en güzel aferin oydu galiba…”
Yoğun duygularlarla dolu kemik iliği nakli pikniği sona erdiğinde, bir sonraki yıl buluşmak üzere tüm davetliler kucaklaşarak ayrıldılar.
(Turkish Journal)