Değişimi isteyenlerle, değişime direnenlerin kavgası!
Genelkurmay Başkanlığı’nın cuma günü internet sitesinden yaptığı “basın açıklaması”na tepki büyüyor.
Genelkurmay’dan gelen açıklama şöyleydi:
Büyük Önder Atatürk’ün Türk ulusuna armağan ettiği en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti; halk egemenliğine dayalı, kuruluş felsefesinin temelinde, “Üniter devlet” ve “Ulus devlet” olgusunun yer aldığı, demokratik bir yapı ve sağlam hukuki temeller üzerinde yükselerek bugünlere ulaşmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değiştirilmeyecek hükümleri arasında yer alan 3’üncü maddesi; “Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.” hükmünü amirdir.
Dil, kültür ve ülkü birliği, bir millet olmanın başta gelen vazgeçilmezleridir. Dil birliğinin olmaması durumunda bunun sonuçlarının neler olacağı, tarihteki birçok acı örnekleriyle gözler önündedir.
Son günlerde “Dilimiz” üzerinde kamuoyunun gündeminde yer alan birtakım tartışmaların, cumhuriyetimizin temel kuruluş felsefesini kökten değiştirecek bir noktaya doğru hızla götürülmeye çalışıldığı endişeyle izlenmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri; Devletin, Anayasamızda yer alan, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi koruma görevi kapsamında; Ulus devlet, üniter devlet ve laik devletin korunmasında her zaman taraf olmuş ve olmaya devam edecektir.
Bu emredici görüşlere ilk tepki Ahmet İnsel, Ali Bayramoğlu, Aydın Engin, Baskın Oran, Cengiz Aktar, Cengiz Alğan, Gencay Gürsoy, Ümit Kardaş’tan geldi.
Onlar da Genelkurmay’ı uyarıyor:
‘”Yerel yönetimlerin Kürtçeyi resmî dilin yanı sıra ikinci bir dil olarak kullanma tartışmaları siyaset düzleminde sürmektedir. Bu tarihini şaşırmış (anakronik) askerî müdahale, TBMM’nin yetkilerini gasp için talihsiz bir çaba, umutsuz bir meydan okuma girişiminden ibarettir. Türkiye 28 Şubat ve 27 Nisan gibi askerî disiplinsizlikleri ve suçları çoktan tarihe gömmüştür.
Dahası, demirbaşında silah bulunan kimi devlet memurları tarafından tehdit edici bir üslupla yayınlanan ve son paragrafında böyle yapmaya devam da edeceğini ilan eden bu müdahale, Askerî Ceza Kanunu Md. 148/C ve E’ye göre “1 aydan 5 yıla kadar hapis” gerektiren bir suçtur. Bu suçun duyurusu Cumhuriyet Savcılığı’na yapılmış bulunmaktadır. Siyaset, dil veya edebiyatla uğraşmak Genelkurmay’ın üzerine vazife değildir. Bu devlet kurumunun tek vazifesi, Hükümet ve TBMM’nin talimatları doğrultusunda ülkemizi yurt dışına karşı savunmaktan ibarettir.”
Bu görüşe imza ile katılmak isterseniz tıklayınız.