Uğur’suz 16 yıl
Gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun, evinin önünde düzenlenen bombalı saldırı sonucu öldürülüşünün 16. yılı.
Uğur Mumcu’nun 24 Ocak 1993’te arabasına yerleştirilen bomba sadece Mumcu için değil, demokratik bir ülkede yaşamak isteyenleri de susturmak içindi. Dolayısıyla bombayı koyan da sadece o kimse değildi!
Derin devletten, şeffaf devlete geçelim, geçmişle yüzleşelim, faili meçhulleri aydınlatalım diye seslenen, sadece özgürlükçü, demokratik bir ülkede yaşamak isteyenlere inat ne yazık ki, Uğur Mumcu cinayeti bütün bağlantılarıyla hala aydınlatılamamıştır.
Ergenekon davası, sürpriz operasyonlar Mumcu’yu andığımız bugün, tetikçiler bulunsun, siyasi cinayetler biran önce aydınlansın isteğimizi perçinliyor.
ADALET VE DEMOKRASİ HAFTASI
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı tarafından 1993 yılından bu yana düzenlenen etkinlik, Ankara başta olmak üzere yurdun pek çok yerinde ve yurtdışında, gerçekleşecek.
Demokrasi ve adaletin kurumsallaşması için el ele veren demokratik kitle örgütlerinin, yerel yönetimlerin, suskun kalmayan tüm aydınların ortak başarısı olan bu etkinliğe dair um:ag vakfı internet adresinden şu açıklamayı yaptı: “24 Ocak 1993’te öldürülen gazeteci-yazar Uğur Mumcu ile 31 Ocak 1990’da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy’un ölüm yıldönümlerini belirleyen 24 Ocak-31 Ocak günleri arasındaki haftanın, demokratik kitle örgütleriyle birlikte, ‘Adalet ve Demokrasi Haftası’ olmasına karar verilmiştir.
1993 yılından bu yana düzenlenen hafta, demokrasi ve adaletin kurumsallaşması için el ele veren demokratik kitle örgütlerinin yerel yönetimlerin, suskun kalmayan tüm aydınların ortak başarısıdır.
um:ag’ın ön hazırlıklarını, tüm yazışmalarını ve kitle örgütleri arasındaki iletişimi üstlendiği Adalet ve Demokrasi Haftası, Ankara başta olmak üzere yurdun pek çok yerinde ve yurtdışında, çok sayıda kitle örgütünün, kurum ve kuruluşların, yerel yönetimlerin ve gönüllülerin her yıl artan katılımıyla gerçekleştirilmektedir.
Vakıf tarafından, Adalet ve Demokrasi Haftasında, Ankara içinde ve dışında etkinlik yapan kurum ve kuruluşlara, gereksinim duydukları konularda yardım edilmeye çalışılmaktadır.
Ankara’da her yıl tüm demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla, Uğur Mumcu’nun evinin önünde başlayan anma toplantıları, hafta boyunca söyleşi, açıkoturum, dinleti ve sergilerle sürmekte, etkinliklere hafta boyunca binlerce insan katılmaktadır.
Bu inanç ve düşünceyi paylaşan tüm duyarlı insanların ve kurumların desteği ile büyüyerek hizmet vermeye devam eden um:ag, sizleri de yanında görmekten mutlu olacaktır.”
Geçen on altı yılda onurlu bir güç birliğinin simgesi haline dönüşen duyarlı ve bilinçli bu iş birliği, ülkemizdeki demokratik direncin de en iyi örneklerinden biri oldu.
Dayatmalara, baskılara, hoşgörüsüzlüğe, işkenceye, haksızlığa direnen yurttaş sayısı ne kadar artarsa toplumda adalet ve demokrasi o kadar çabuk yerleşecektir, diye düşünüyorum.
Kanlı örgütler ve bu örgütlerin devlet içindeki kutup başları yakalanır, Türkiye’yi kanlı kargaşa içine sokan çeteler ve bunların etkili ve yetkili koruyucuları suç kanıtlarıyla birlikte ortaya çıkarılırsa Uğur Mumcu’nun 1960’larda söylediği
“Katiller demokrasisi…hırsızlar düzeni…” son bulacaktır, diye de umut ediyorum.
“Gün yeniden doğsun” artık!