San Diego’da, Pasifica Enstitüsü’nden Türk Kültür Merkezi
Pasifica Enstitüsü Türk Kültür Merkezi, Los Angeles, Orange County, Las Vegas ve Bay Area’dan sonra San Diego’da da resmi olarak bugün açıldı.
Açılış, devlet yetkililerinin, San Diego Türk toplumunun ve Türk kültürünü merak eden Amerikalıların katılımı ile gerçekleşti. Sema gösterisinin ilgi gördüğü açılışta, Türk yemekleri, Ebru sanatı ve Türk müzikleri, el işleri, gösteriler, çocuklar için aktiviteler yer aldı.
501c3 statüsünde kanuni, bağış alabilir durumda, gönüllü çalışan bu organizasyonun koordinatörü Fatih Ateş ile Turkish Journal için görüştük…
Ateş; Pasifica Enstitüsü San Diego Türk Kültür Merkezi olarak beş, altı aydır San Diego’da hizmet verdiklerini ama bugün resmi açılışı gerçekleştirdiklerini belirtti ve iki amaç ile yol aldıklarını söyleyip: “Burada yaşayan Türk Amerikalılar, Ahıskalı Türkler, Azerbaycan’dan, Türkmenistan’dan gelen bizimle benzer değerleri taşıyan Türkleri kucaklayacak aktiviteler düzenlemeye çalışıyoruz. Bir kuşun iki kanadı misali bir kanadımızla onlara hizmet götürmeye çalışıyoruz. Özellikle milli, dini günlerde biraraya gelmeye çalışıyoruz. Çocuklara hafta sonu okullarında özellikle Türkçe ve ahlaki değerlerimizi öğretmeye çalışıyoruz” dedi…
“ATASC-SD de bu amaçla yol alıyor sizin farkınız ne? Neden bu gereksinim?” diye sorduğumda, cevabı şöyle oldu: “ Bu oluşumları bizden ayrı görmüyoruz, farklı farklı alanlarda belki birşeyler yapmaya çalışıyoruz… “Bu fark ne?” diye yinelediğimde cevabı netti: “O dernekleri çok iyi incelemedim ama onlar ne yapıyordan çok kendimiz ne yapıyoruza yoğunlaşmaya çalışıyoruz. Bu vakıfta çok değişik kesimden insanları biraraya getirmeye çalışıyoruz, dini inancı, siyasi görüşü farketmez, burada Türkler adına neler yapılacağına bakıyoruz. Türk kültürü ve Türkçeyi Amerikalılara öğretmek ve yaymak istiyoruz. Bu çalışmalarımız herkese açık. Türkiye Evi ve ATASC-SD’daki arkadaşlarımıza şunu diyoruz: Farklı farklı alanlarda çalışalım, güzel şeyler yapalım, birbirimizi bir yarış haline sokmadan, birliktelik, beraberlik içerisinde olalım.”
Bu dernekte gönüllü çalışmak ve MBA eğitimi almak için üç yıl önce Türkiye’den gelen Ateş, daha önce Fatih Kolej’lerinde yurt müdürlüğü, eğitimcilik gibi alanlarda yönetici olarak görev almış. Dernekte gönüllü olarak çalışan, yaklaşık 5-6 aydır resmi olarak derneğin koordinatörlüğünü üstlenen Ateş: “Duygu ve düşüncelerimizde Fethullah Gülen Hoca Efendi’den etkileniyoruz. Kendisinin kitaplarını okuyoruz…” dedi.
2 ve 5 Nisan arasında Orange County’de Anadolu ve Kültürü Festivali ismi altında bir festival düzenleneceğini duyurmak isteyen Ateş: “Kaliforniya’da Türk olmayan ama Anadolu kültürünü , Anadoluluğu benimseyen çiddi bir nüfus var. Ben Türkiyeliyim diyen Ermeni, Musevi farklı milletler ile ortak paydaları paylaşmak amacımız. Türkiye’den gemiler ile mallar geliyor, kişiler geliyor. Türkiye’den öne çıkarmak istediğimiz şehirleri Amerikalılara tanıtacağız” dedi.
Fethullah Gülen ismi oluşumunuza birçok kişiyi çekebileceği gibi, birçok insanın bu oluşuma mesafeli durmasına neden olacaktır, bu konuda düşünceniz nedir?
Önyargıya sahip olan insanlara şunu iletmek istiyoruz. Fethullah Gülen Hoca değer verdiğimiz, Türkiye’de, tüm dünyada saygı gören bir isim. Bir insana değer veriyor oluşunuz sizi “ci, cu” gibi kavramlara sıkıştırmamalı. İnsanlar önyargılara kapılıp “falancı” kutuplaşması ile birbirinden uzaklaşacaktır. Biz ortak paydayı bulmaya çalışıyoruz. “Falancının yeri mi?” gibi ifadeler çok incitici ve de önyargılı ifadeler. Hiçkimse bir şahsı, bir topluluğu ön plana çıkarmak istemiyor. Burada ortak paydamız bizim Türklüğümüz, müslümanlığımız ise herkesi burada paylaşıma çağırıyoruz ve de özellikle eklemek istiyorum; ATASC-SD, Türkiye Evi’ndeki arkadaşlara başkanları vasıtası ile hep şunu dedik: ‘Biz sizi buraya misafir olarak çağırmıyoruz, siz de bizi organizasyonunuza misafir olarak çağırmayın. Beraber yol alalım.’ Tabii gerçekçi olunacaksa, aynı anne, babadan doğan kardeşler bile birbirine benzemiyor, her bir kuruluşun birbirinden farklı çalışmaları olacaktır. Önyargıları bir yana bırakıp Türkiye adına çalışmalıyız. Birbirimizi anlamaya çalışmalıyız, Amerikalı misafirlerimize de karşılıklı anlayıştan bahsetmeye çalışıyoruz. Biz Amerikalılara bunları derken onların; “ Siz Türkler, kendi aranızda ne kadar anlaşabiliyorsunuz?” tarzı soruları ile açıkçası muattap olmak istemiyoruz. Biz burada yaşayan tüm Türk Amerikan toplumuna, bize misafir olarak değil, bu güzellikleri paylaşmak için gelin diyoruz ve herkesi davet etmek istiyoruz…
(Turkish Journal)