Sahnede devleşen “kız çocuğu”
İlk kez Oxford’daki Ted Konferansına katılınca duydum adını. O gün bugündür takipteyim. Nihayet söyleşi yapma şansım oldu… Albüm çalışmaları için önümüzdeki aylarda ABD yolcusu olan bu isim Karsu Dönmez’den başkası değil…
7 yaşında piyano çalmaya, 14 yaşında konser vermeye başlamış. 16 yaşındayken ABD Büyükelçiliğinden aldığı bursla Rhode Island’da, Word Scolar Artist Games’e katılmış.
Bu konserin kendisi için önemi büyük. Nedenini şöyle açıklıyor: “Burada verdiğim konserde ABD Eski Başkanı Bill Clinton’a sesimi duyurma şansı yakaladım. Hollanda’ya döndüğümde medyanın ilgisi çok oldu. 17 yaşındayken Tans Organisation beni Carnegie Hall’a davet etti. Orada Amerikalı genç müzisyenler ile caz konseri verdim. Bu konserin etkisiyle iki yıl sonra Carnegie Hall’in büyük salonunda ikinci konserimi verdim. Bu konserler Hollanda basınında çok büyük ilgi gördü. O gün bugündür de müzikle iç içeyim”
İlk olarak, “Carnegie Hall’de konser vermek herkesin hayaliyken sizin o salonda iki kez dinleyiciler ile buluşmanız bir başarı. Nedir sizi farklı kılan?” diye soruyorum…
“Genç olmam, Türk kökenli kimliğim ve yaptığım müziğin çeşidinin enteresanlığı sanırım. Ve söz, müziğin; herşeyin bana ait oluşu zannediyorum” diye yanıtlıyor.
Bu yıl Amsterdam’da kendi genç müzik grubunu oluşturmuş. İlk büyük konserlerini Amsterdam ‘Muziekgebouw aan ‘t İJ’’de vermiş. Bu konser kaydını albüm şeklinde piyasaya sürmüş. Seslendirdiği söz ve besteler kendisine ait ve bu çalışmalarını önümüzdeki aylarda ABD’ye gelerek değerlendirmek istiyor. Albüm hazırlıklarına başlamak için sabırsızlanıyor.
Ailesinin, müzik kariyerinde yol alması için attıkları adımları merak ediyorum…
“Ben 7 yaşındayken müzik okuluna gönderdiler. Müzik okulunun tavsiyesi üzerine bana özel piyano dersleri aldırdılar. O zamanki dar bütçelerine rağmen eve piyano alarak benim müzik kariyerime önemli katkıda bulundular. Bütün yurt içi veya dışı konserlerimde benim yanımda olurlar ve desteklerler. Menejerlik sorumluluğunu düne kadar annem ve babam yaparlardı. Şimdi de annem ve babam menejerimle beraber beni desteklemeye devam ediyorlar” diyor.
ABD’de müzik eğitimi
Müzik kariyerinin çok hızlı geliştiğini ve çok yoğun çalıştığını söylüyor. Yine de ilerisi için ABD’de müzik eğitimi almayı hala düşündüğünü belirtiyor.
Henüz profesyonel müzik eğitimi almamış. Bir yıl caz özel eğitimi almış. “Avrupada özel eğitim imkanları var. Yalnız gördüğüm kadarıyla caz alanında Amerika’daki okullar daha iddialı. Bu okullardan faydalanmak istiyorum” diyor.
“Avrupa’da bulunmanın (kültürel algınızın değişimini de göze alarak) çağdaş bir müzik insanı olarak size sağladığı kolaylıklar neler?” diye soruyorum…
“Hollanda’da olanaklar çok geniş. Ve bu olanakları bilinçli kullanabilirseniz birşeyler başarmak çok zor sayılmaz. Ancak bilinçli bir anne ve babaya sahip olmak gerektiğinin altını çizmek isterim. Avrupa’da bulunmaktan ziyade ufak da olsa yaptığınız işte başarılı olmuşsanız, o zaman kolaylıklar başlıyor. Dünya kültürlerini tanımanız, çok farklı insanlarla iletişimde olmaya başlamanız kolaylaşıyor. Hollanda Kraliçesi ile veya North Sea Jazz festivalinde verdiğim konser öncesi iQuincy Jones’la tanışmam gibi” diye yanıtlıyor.
Çalışma metodu
“Tramvay veya otubüste tekstlerimi yazdığım çok olmuştur. Akşamları herkes uyurken odamdaki stüdyomda parçalarımı bestelemeye çalışırım. Birçok müzik aletine notalarımı yazarak parçamı tamamlarım. Ve annem, babam, kardeşim Cansu’ya ve arkadaşlarıma son halini dinleterek, babamın restoranında dinleyicilerin karşısına çıkarak tepkileri ölçerim.”
Konser öncesi stres yaşıyor musunuz?
Tatlı bir stres yaşıyorum ve bu stres konser anında pozitif enerjiye dönüşüyor.
Provalar ne kadar süre alıyor?
Her gün bir kaç saat çalışıyorum. Grubumla da haftada bir konser öncesi provalar yaparız.
Çalarken dikkatinizi neler dağıtır mesela?
Konser anında şu ana kadar böyle bir dikkat dağılması yaşamadım.
Piyano ile aranızdaki aşk?
En sevdiğim enstrüman. Hayatı piyanosuz yaşıyacağımı düşünemiyorum. Bu çok büyük bir aşk.
Etkilendiğinizi düşündüğünüz veya onu takip etmek beni geliştirdi dediğiniz biri var mı?
Evet, Yasmin Levi, Buika, Melodi Gardot, Leman Sam, Sezen Aksu, Barış Manço, Miles Davis ve Etta James.
Son olarak sormak istiyorum; TED Konferansında çok dikkat çektiğinizi duydum, etkinliğe katılma fikri nasıl gelişti? Ne hissettiniz onca yetenekli, zeki kişilerden oluşan kitlenin karşısına çıktığınızda?
2009’da Amsterdam’daki TEDx Konferansında verdiğim konserin etkisi beni TED kongresine de Oxford’a davet ettirdi. Tabii ki entellektüel ve uluslararası bir topluluğa müzik yapmak büyük bir onur ve zevk.
Sizi önümüzdeki tarihlerde nerede göreceğiz, üzerinde çalıştığınız bir proje var mı duyurmak istediğiniz?
Albüm çalışmalarım için önümüzdeki aylarda ABD yolculuğum başlayacak. Albüm sonrası, dünya turu için çalışmalar devam ediyor.
Fotoğraflar ilk kez Haber Gazetesi’nde kullanılmıştır…
(Turkish Journal)