Yale Üniversitesinden immünolog Dr. Esen Şefik ile söyleşi: “Sinovac’ın aşısı yüzde 95’in üzerinde antikor üretimi sağladı ancak hâlâ bilmediğimiz şey bu antikorların bizi gerçekten koruyup korumadığı”
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 2,9 milyon doz Pfizer-BioNTech koronavirüs aşısını ülkedeki 50 eyalete dağıtmaya başladı. Dün (14 Aralık Pazartesi) ülkedeki bazı hastanelerde sağlık çalışanlarına aşı uygulanmaya başlanırken ülkedeki ilk aşı New York’un Queens bölgesindeki Long Island Yahudi Tıp Merkezinde yoğun bakım hemşiresi olan Sandra Lindsay’e yapıldı. ABD, bu yılın sonuna kadar 20 milyon kişiyi aşılamayı planlıyor.
Geçen hafta Yale Üniversitesinden immünolog Dr. Esen Şefik ile Pfizer-BioNTech ve mRNA aşıları hakkında konuşmuştuk. Bu hafta da Türkiye’nin ilk etapta 50 milyon doz sipariş verdiği Çin merkezli Sinovac şirketinin aşısı CoronaVac ile ilgili Dr. Şefik’in görüşlerini aldık.
Sorularım ve Dr. Şefik’in yanıtları şöyle:
Sinovac’ın geliştirdiği CoronaVac aşısının güvenilirliği ve etkinliği üzerine çokça yorum paylaşıldı Türkiye’de. Bu aşı için “geleneksel ve doğal” yorumunda bulunanlar da var. Bu avantajlı bir durum mu?
Avantajlıdan ziyade deneyimimiz olan bir aşı tipi. Grip aşısı mesela inaktif edilmiş ölü virüsü kullanıyor. CoronaVac aşısı virüsü inaktif etmek için etkili olduğunu bildiğimiz ve virüsün yapısını ölü de olsa çok değiştirmeyen β-propiolactone kullanıyor. Aşıda kullanılan adjuvant yani aşının etkisini artıran yardımcı madde olan alüminyum hidroksit de oldukça tanıdık ve Hepatit B aşısında da kullanılan bir madde. Yani bu yöntemlerde bilimsel olarak çok deneyimimiz var.
Bu aşı hakkında neleri bilmiyoruz?
Bu aşının hala faz 3 aşamasında nasıl etki göstereceğini bilmiyoruz. İlk iki aşamada 18-59 yaş grubunda oldukça güvenliydi, ciddi yan etkiler göstermedi. Ciddi yan etkileri nispeten beklenen etkilerden ayırmak da gerek. Ateş, aşının enjekte edildiği yerde şişkinlik, ağrı, halsizlik gibi bağışıklık sisteminin gösterdiği, tahmin edilen ama tabii hoş olmayan etkiler. En önemlisi, Sinovac’ın aşısını alan yüzde 95’in üstünde gönüllüde virüse karşı antikor üretimi görüldü. Ancak hâlâ bilmediğimiz şey bu antikorların bizi gerçekten koruyup korumadığı.
Koronavirüs hastalarında doğal enfeksiyon sonucu da antikor üretimi gözleniyordu ama her antikorun maalesef aynı korumayı sağlamadığını birçok çalışma gösterdi. Aşı veya placebo (etkisiz aşı) grubunda enfeksiyon oranı ne kadar farklı? Bu sorunun cevabı çok önemli. Hiçbir aşı bu sorunun cevabı bilinmeden onaylanmamalı.
Birçok yerde “Faz 3 aşamasına gelmiş her aşı güvenlidir” açıklaması yapılıyor, bu doğru mu?
Faz 3 aşamasına geçebilen bir aşının ciddi yan etkilere sebep vermesi beklenmez. Yani faz 1-2 aşamasını geçmiş bir aşının yarardan çok zarar vermesi beklenmez ve faz 3 çalışmalarına devam edilebilir. Ancak faz 3 çalışmaları bir aşının onaylanması için kesinlikle gerekli.
Faz 1 ve faz 2 aşamalarında birkaç bin insan aşılanıyor diye duyuyoruz. Diyelim ki 100 binde bir görülen bir yan etki var, bu aşılanan 7 milyar kişi için oldukça büyük bir güvenlik açığı değil mi?
Tabii ki ama bu tüm aşılar ve ilaçlar için geçerli. Toplumun genelini temsil eden bir grup gönüllü seçiliyor. Herkesi temsil edebilmek bu tip çalışmalarda çok zor. Sinovac’ın CoronaVac aşısının faz 1-2 sonuçları şimdilik sadece 18-59 yaş grubunu temsil ediyor. 65 yaş üstü ve 18 yaş altında ne gibi sorunlar çıkabilir henüz bilmiyoruz. Daha kapsamlı çalışmalar gerekli.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, CoronaVac için “Beğenmezsek parasını ödemeyeceğiz” dedi. Nasıl yorumlamalı bu sözleri?
Önemli olanın para değil de toplum sağlığı olduğu düşüncesindeyim. Şu noktada verilen aşı sadece faz 3 çalışmasının bir parçası olarak görülmeli. Yakın bir zamanda Sinovac’ın aşısının da faz 3 sonuçlarının açıklanmasını bekliyoruz. Tek aşı opsiyonu Sinovac iken büyük kitleler ve özellikle risk grupları aşılanmadan daha çok veri gerekli. Kanımca faz 3 sonuçlarını beklemeye ve korunmaya devam.