Türk bilimadamının ‘Kuşlar’la ilgili araştırması ABD’de büyük yankı yaptı
Türk bilimadamının “Dünya Kuşları Veri Tabanı” araştırması ABD bilim dünyasında büyük yankı yaptı. Kuşların yumurtalaması konusunda bugüne kadar yapılmamış araştırmasıyla dikkat çeken Dr. Çağan Şekercioğlu, ilk kez Turkish Journal’ın duydurduğu, “Çevre Nobeli” olarak kabul edilen “Whitley Altın Çevre” ödülünü, 21 Mayıs 2008 tarihinde, Londra’da Kraliçe İkinci Elizabeth’in kızı Prenses Anne’in elinden almıştı.
“Kuşlar neden farklı sayıda yumurta yumurtlar?”
Bazı kuşlar senede bir tek, diğerleri ise bir seferde 10 yumurta yumurtluyormuş. Binlerce yıldır insanlar tarafından daha fazla yumurtlamak için yetiştirilmiş bir tavuk ise, yılda 300 yumurta üretebilirmiş.
Bilim insanları, doğadaki farklı kuş türlerinin neden farklı sayıda yumurta yumurtladığını yıllardır araştırıyordu ama tüm kuş türlerini kapsayan ve farklı sebepleri aynı anda inceleyen bir çalışma şimdiye kadar yapılmamıştı. Kaliforniya Üniversitesi San Diego Kampüsü’nden Dr. Walter Jetz, Stanford Üniversitesi’nden Dr. Çağan Şekercioğlu ve Almanya Johannes Gutenberg Üniversitesi’nden Dr. Katrin Bohning-Gaese’den oluşan bir ekip, en sonunda neden farklı kuş türlerinin farklı sayıda yumurta yumurtladıklarını ortaya çıkardı.
Bilim çevrelerinde ses getiren bu çalışma, MSNBC ve Discovery gibi haber kurumları tarafından da ilgiyle karşılandı ve 8 Aralık 2008’de, ABD Devleti Milli Bilim Vakfı’nın web sitesinde ilk haber olarak duyuruldu.
Bu araştırmanın yapılmasındaki en önemli faktörlerden birinin, Dr. Çağan Şekercioğlu’nun 2000 yılından beri öğrencileri ve gönüllülerin yardımıyla oluşturduğu dünya kuşları veri tabanı olduğunu öğreniyorum. Bu veri tabanı, dünyadaki 10bin kuş türünün herbiriyle ilgili yüzbinlerce ekolojik, coğrafik, davranış ve çevresel veriyi içinde barındırıyor. Yüzlerce kitap ve bilimsel makalenin derlenmesiyle oluşan bu eşsiz veri tabanında, kuşların yaşama ortamları, besinleri, ağırlıkları, yumurta sayısı, soylarının tükenme riski, yuva tipleri, üreme biyolojileri, yaşadıkları yerler ve daha birçok ekolojik karakteristik ile ilgili 600 bin’den fazla girdi bulunuyor. Yeni bilimsel yayınlarla sürekli güncellenen bu veri tabanı, kuşlarla ilgili birçok farklı bilimsel araştırmanın yapılmasına imkan veriyor ve kuşbilimdeki (ornitoloji) birçok sorunun cevaplanmasını sağlıyor.
Ekip, kuş türlerinin yumurta sayısı ile ilgili bilgileri, kuşlarla ilgili diğer biyolojik veriler ve kuşların yaşadığı alanların iklim ve çevresel verileriyle birleştirerek, biyolojik, evrimsel ve çevresel faktörlerin yumurta sayısına olan etkilerini araştırmış.
Dr. Walter Jetz çalışmayı şöyle özetledi:
“Farklı değişkenleri aynı anda analiz ederek, kuş türlerinin yumurta sayısındaki farklılıkların sebeplerini açıkladık. Farklı yerlerde yaşayan farklı kuş türlerinin ortalama yumurta sayısını başarıyla hesaplayabildik. Oluşturduğumuz ekolojik modelin gerçek yumurta sayısını çok iyi tahmin edebilmesi de, modelde kullandığımız değişkenlerin doğadaki önemini gösterdi. Örneğin, ağaç kovuklarında yaşayan ağaçkakan gibi kuş türlerinin yumurta sayısı, açık yuvalarda yuvalayan kuş türlerininkinden daha fazla. Avrupa ve Kuzey Amerika gibi mevsimlerin daha fazla hissedildiği ılıman iklimlerde yaşayan kuş türleri de, tropik iklimlerde yaşayan kuş türlerinden daha fazla yumurta yumurtluyor.”
Dr. Şekercioğlu’ndan aldığım bilgilere göre; uzun yıllardır kuşlar ve sürüngenlerin yumurta sayısını araştıran biyologların araştırmaları, genel olarak kısa ömürlü olan ve yavrularının ölme riski yüksek olan canlıların, hayatta kalan yavru sayısını arttırmak için daha fazla yumurta yumurtladığını göstermiş. Dr. Şekercioğlu: “Daha uzun ömürlü olan ve yavrularının hayatta kalma şansı yüksek olan kuş türleri, daha az yumurta yumurtlayarak yavrularına daha iyi bakabiliyorlar. Yine de, yaşadıkları ortamlar, yedikleri besinler, sağlık durumları ve doğadaki av baskısındaki değişkenlikten dolayı, birbirlerine evrimsel olarak yakın kuş türleri arasında bile yumurta sayısı açısından büyük farklılıklar olabiliyor” diyor. Bu bilgi ışığında, Dr. Şekercioğlu’nun yıllardır bilimsel literatürden ve arazi çalışmalarından tüm kuşları kapsayan verilerle derlediği dünya kuş ekolojisi veri tabanındaki verilerin bu çalışmayı mümkün kıldığını öğreniyorum.
Dr. Şekercioğlu; insanlığın kuşlara olan hayranlığı sayesinde, binlerce ornitologun (kuş bilimci) ve milyonlarca kuş gözlemcisinin, yüzlerce yıldır kuşların hayatıyla ilgili sayısız veri topladığını belirtiyor ve ekliyor: “Birçok kitap, dergi, ve bilimsel makalede yayımlanan bu veriler, kuşları en iyi bilinen canlı grubu yapmıştır. Biz bu araştırmamızla, kuşlarla ilgili en temel sorulardan birini cevapladık. Neden farklı kuş türleri farklı sayıda yumurta yumurtlar? Elimizdeki coğrafi ve ekolojik veri tabanlarını entegre ederek, kuş türlerinin yumurta sayısını etkileyen ekolojik, evrimsel, davranışsal ve çevresel değişkenleri aynı anda inceleyebildik. Çevresel değişkenliğin daha fazla olduğu yerlerde kuşların daha fazla yumurta yumurtladığını gösterdik. Dünyada kuşlar üzerine yapılan araştırmaların çoğu, çevresel değişkenliğin ve mevsimselliğin daha yüksek olduğu, Avrupa ve Kuzey Amerika gibi gelişmiş ülkelerde yapılmıştır fakat kuş türlerinin çoğu, mevsimselliğin az olduğu tropik bölgelerde yaşar. O yüzden, pek bilinmeyen tropik kuş türlerinde görülen düşük yumurta sayısı, esasında istisna değil, kuşlardaki en yaygın durumdur. Ağaç ve topraktaki kovuklarda yuva yapan kuşlara nazaran, açıkta yuva yapan kuş türleri daha fazla yumurta avcısı hayvanın baskısında olduğu için, bu kuş türleri tüm yumurtalarını bir sepete koymaz ve bir seferde daha az sayıda yumurta yumurtlar.”
Araştırmayı yapan biyologlar, küresel ısınma dünyayı giderek daha fazla etkiledikçe, araştırmada sunulan bilgilerin kuş türlerini korumak için giderek daha önemli olacağını vurguluyorlar.
Dr. Jetz: “Araştırmamız, kuşların yaşadıkları yerlerin ve üreme stratejilerinin iklimle, özellikle de mevsimsellikle yakın bir ilişki içinde olduğunu gösteriyor. Bu yüzden, dünyanın iklimindeki hızlı değişiklikler, kuşların hem yaşama ortamlarını hem de üreme stratejilerini etkileyerek, kuşların yaşadıkları yerler ve yaşam stratejileri arasında milyonlarca yılda oluşmuş sıkı bağı koparabilir” dedi.
Şekercioğlu da şunları ekledi: “Kuş türlerinin çoğu tropik bölgelerde yaşar. Tropikal kuşların az olan yumurta sayısı, fazla değişkenlik göstermeyen tropik iklimler tarafından şekillendirilmiştir. Bu kuşların hayatlarını sürdürebilmesi, bu türlerin binlerce yıldır uyum sağladıkları hava şartlarının devamına bağlıdır. Küresel ısınma ve bunun sonucunda artacak olan hava değişkenliği, az değişen bir havaya uyum sağlamış tropik kuşları tehdit edecektir. Hali hazırda yüzlerce tropik kuş türünün nesli zaten tehdit altındadır. Değişen bir iklim ile bu kuşların üreme stratejileri arasında ortaya çıkacak uyumsuzluklar, bazı türlerin neslini yok olmanın eşiğine getirecektir.”
Ekibin detaylı araştırması, saygın bilim dergisi Public Library of Science (PLOS) Biology’de 8 Aralık’da yayınlandı. Bu makaleye biology.plosjournals.org adresinden ücretsiz ulaşmak mümkün.