“Canlıların korunması için ülkeler arası işbirliği lazım”

Kuzey Doğa Derneği ve Kars Çevre ve Orman Müdürlüğü “Büyük Etoburlar” başlığı altında bir proje hazırladı. 

Kuzey Doğa Derneği’nden aldığım bilgiye göre, projenin amaçlarını, yöre insanının kurt ve bozayıya olan bakışını ve bölgedeki etobur-insan çatışmasının boyutlarını ortaya çıkarmak, Kafkas Üniversitesi Biyoloji öğrencilerinin araştırma verisi toplamak amaçlı fotokapan kullanımı konusunda eğitmek, Kars’daki kurt ve ayı nüfusunun büyüklüğünü ve yıllara göre değişimini belirlemek, yörenin büyük etoburlar açısından ekoturizm potansiyelini araştırmak olarak belirlemişler.

Proje kapsamında şu ana kadar Biyoloji Bölümü’nde Mayıs ve Ekim 2006’da yoğun teorik ve uygulamalı eğitim çalışmaları gerçekleştirilmiş. Daha sonra seçilen katılımcılar, Sarıkamış’ta uygulama çalışmaları gerçekleştirmişler.

Bu ayın başlarında Gürcistanlı biyolog Lexo Gavashelishvili, Kuzey Doğa Derneği Başkanı ABD Stanford Üniversitesi Ögretim Görevlisi Dr. Çağan Şekercioğlu ve Kars Çevre ve Orman Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Murat Doğanay ile birlikte, Milli Park’ta 3 gün yaban hayatını incelemiş.

3 bin 120 rakımlı Sarıkamış Allahu Ekber Dağları Milli Parkı’nda çalışmalarını tamamlayan Gürcistan Tiflis Chavchavadze Devlet Üniversitesi’nden uzman Gavashelishvili bu ziyaretinde, ayı popülasyonunu ele almış.
Geçen sonbahardan kalmış içinde ardıç tohumları olan ayı dışkısına rastlıyorlar. Gavashelishvili: “Bu örnekler, ayılar ile ilgili çok önemli bilgiler içeriyor. Ayının DNA’sına, genetik maddelerine ulaşabileceğimiz örnekler bunlar. Bir alandaki ayı sayısını yaklaşık olarak tahmin etmek mümkün” diyor ve Dr. Şekercioğlu ekliyor: “ Kuzey Doğa Derneği olarak, Çevre Orman İl Müdürlüğü üniversiteler ile ortak çalışmalar yaparak bölgedeki ayı dışkısı, kurt kılı gibi örnekler ile sayıları tespit etmek ve bu canlıların diğer komşu ülkeler ile ne kadar bağlantılı olduğu ya da izole olduklarına dair bilgi almak amacımız.”

“Ayıları tek tek saymaya gerek yok!”

Gavashelishvili, buradaki ayılar ile Kafkaslar ve Ortadoğu’daki popülasyon ilişkilerini belirlemenin, son teknoloji ile popülasyon yolu ile bir bölgedeki yaklaşık ayı nüfusunu öğrenmenin mümkün olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Doğada çalışmaktan çok mutluyum. Ekibimle elde ettiğimiz ekolojik verileri, doğayı ve yaban hayatı korumaya yardım için kullanıyoruz. Günümüzde yaban hayatı uzmanları olarak şunu anlıyoruz ki özellikle büyük canlıları korumak için ülkeler arası çalışmak gerekiyor. Birçok canlı, özellikle de iri yapılı canlılar ve göçmen kuşlar Gürcistan sınırı içerisindeki bir ufak popülasyona ait değil. İnsan etkileri yüzünden birbirlerinden izole olmuş birkaç farklı popülasyondan oluşan bir meta popülasyonuna dahil ve insan etkileri yüzünden bu popülasyonların ayrılması, bu canlıların soyunun devam etmesi için büyük bir tehlike. Uydu vericisi ile takip ettiğimiz, kara akbabaları Gürcistan’da yakalamamıza rağmen Gürcistan, Türkiye, İran ve Ermenistan ve bazı Orta Doğu ülkelerini kapsayan büyük bir meta popülasyona ait olduğunu gördük.”

Son olarak, Dr. Şekercioğlu’nun davetinden çok memnun olduğunu, Sarıkamış’ın sevdiği bir orman tipi olduğunu söyledi ve “Zengin ve ender görülen beş dakikada yirmi farklı kuş türü gördük, bu büyük bir zenginlik” diyor.

Dr. Şekercioğlu ile bu proje hakkında kısaca görüştük…

Bu türlerin ekolojilerini araştırmak kolay mı?

Kurt, bozayı, vaşak gibi türlerin ekolojilerini araştırmak, bir alanda bu türlerin populasyonlarının yıllara göre nasıl değişiklik gösterdiğini anlamak, yaban hayatı yönetimi amacıyla alınan kararların bu türleri nasıl etkilediğini bulmak diğer bir çok canlı grubu ile karşılaştırıldığında zor.

Neden?

Bu türler çok geniş alanları kullanırlar ve duyularının çok üstün olması araştırmacıların bu türlere ait direk gözlemler yapmasını oldukça zorlaştırır. Bu türlere yönelik çalışmalar gerçekleştirmek yüksek bütçeler gerektiriyor. Tüm bunların yanında bu türleri çalışmak için gereken uzmanlık Kuzey Amerika gibi dünyanın bir kaç alanı dışında oldukça sınırlı. İnsan etkinliklerinin doğayı ve dolayısı ile bu türleri nasıl etkilediğini anlamak, insanın bu türler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için tedbirler almak ve alınan bu tedbirlerin bu türler üzerinde olumlu bir etkisinin olup olmadığını anlamak için bu türlere ait populasyonlarının izlenmesi gerekiyor.

Teknolojinin faydaları var kuşkusuz, değil mi? 

Evet, harekete ve ısıya duyarlı fotoğraf makina sistemleri (fotokapanlar) son yıllarda araştırmacıların büyük memeli populasyonlarına yönelik olarak çeşitli veriler toplamak için kullandığı en önemli araçlardan biri haline geldi. Fotokapanların uygun şekilde kullanımı sonucunda araştırmacılar bir yerdeki memeli türlerinin varlığını, populasyon büyüklüklerini, populasyonların alanlara ve yıllara göre değişimlerini öğrenebiliyorlar. Bilimsel literature özellikle son 5 yıl içinde sayıları giderek artan başarılı çalışmalar eklendi.

Türkiye’de durum ne?

Türkiye’de tarihsel olarak büyük memeliler konusunda çalışan az sayıda araştırmacının olması üniversitelerin bu konuda kısıtlı imkanlara sahip olması sonucunu doğurmuş. Türkiye’de özelde biyoloji bölümlerinde okuyan öğrenciler, genelde ise kamuoyunda büyük memeliler konusuna olan ilgi artma eğilimi gösteriyor. Dolayısı ile bu konulara ilgi duyan öğrencilerin, genç araştırmacıların desteklenmesi ve bu konular üzerinde tecrübe edinmelerini sağlayacak fırsatlar yaratılması, Türkiye doğasının korunması açısından öncelikli ve önemli.

Son olarak bu projenin amacını özetler misiniz?

Kars Bölgesi Biyolojik Çeşitlilik Projesi kapsamında gerçeklestirdiğimiz Kars Büyük Etoburlar Projesi’nin amacı Kafkas Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğrencilerine kurt, bozayı gibi büyük memeli türleri, bu türlere yönelik tehditleri, bu türlere yönelik bilimsel araştırmaların nasıl yapıldığını, araştırma metodlarını ve özelde ise fotokapanlar kullanarak bu türlerin ekolojilerinin nasıl çalışıldığını göstermek ve katılımcıların bu alanda temel teorik bilgileri alarak gerçekleştirilen uygulamalar yardımı ile kapasitelerinin geliştirilmesini sağlamak. Çalışmalar Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri ile koordineli bir şekilde gerçekleştiriliyor. Projenin bundan sonraki döneminde yükseklisans öğrencilerinin bu konuda gerçekleştirecekleri tez çalışmaları desteklenecek.

Fotoğrafa dair bilgi: Kars’da yavruyken yuvasından çalınarak yasadışı olarak beslenen, zincire bağlı bir kurt. Özgürce koşma içgüdüsünü yitirmediğinden, hiç durmadan sürekli bağlandığı kazığın etrafından dönüyor. O yüzden zinciriyle yerde derin bir çukur kazmış.

(Turkish Journal)

Become a patron at Patreon!