Florida Harbor Branch Oşinografi Enstitüsü’nden Dr. Derya Akkaynak: “Müsilaj bence artık bir simge, Marmara’da şu an gördüğümüz iğrenç fiziksel olayın dışında toplum olarak geldiğimiz yeri temsil ediyor”
Geçtiğimiz günlerde Marmara Denizi’nin yok edilişinin tarihini, nedenlerini, nasılını MAREM (Marmara Environmental Monitoring –Marmara Çevresel İzleme) projesi yürütücüsü, hidrobiyolog Levent Artüz’den öğrendik.
Müsilaj hakkında oldukça bilgilendirici bu röportajı okuduktan sonra, Florida’daki Harbor Branch Oşinografi Enstitüsü’nde makine mühendisi ve denizbilimcisi olarak, doktora sonrası çalışmalarına devam eden Dr. Derya Akkaynak’tan konu üzerine yorum almak istedim.
Dr. Akkaynak öncelikle, müsilajın kendisi hakkında derinlemesine konuşacak bilgiye sahip olmadığını söyledi. Çalıştığı, uzmanlık sahibi olduğu alanın ekoloji veya biyoloji değil, teknoloji olduğunu ifade etti.
Levent Artüz Hoca’nın bilmemiz gereken her şeyi söylediğini dile getirdi. Üzülerek şu kadarını diyebildi:
“Müsilaj bence artık bir simge. Marmara’da şu an gördüğümüz iğrenç fiziksel olaya ek olarak toplum olarak geldiğimiz yeri temsil ediyor. Toprağımızla, doğamızla, denizimizle, tarihimizle ne kadar az bağımız olduğunu, doğayı ne kadar az anladığımızı, bilimi ne kadar az içselleştirdiğimizi, ne kadar yetersiz yöneticiler seçtiğimizi, o yöneticilerin nasıl bizlerle alay eder gibi işler yaptığını gösteriyor.”
2013’te yaptığımız bir söyleşide de “Devlet politika belirlerken bilimsel verileri dikkate almıyor” demiştiniz…
O günden bugüne değişen bir şey yok. Denizlerimizi, diğer doğal kaynaklarımız gibi, yarını düşünmeden harcayıp bitiriyoruz. Ancak bir sömürge devleti, sömürdüğü toprakların doğal kaynaklarını, bu kadar hoyratça kullanır. En büyük sorunlarımızdan birisi, devletin politika belirlerken bilimsel verileri dikkate almaması. Bilimden ne kadar uzaklaşırsak, hayat kalitemizle, sağlığımızla, mutluluğumuzla, insanlığımızla bedel ödeyeceğiz, hep kaybedeceğiz; müsilaj denen sümüksü tabaka insanlığımızdan kaybettiklerimizin gözle görünür hali oluverdi.
Peki, tüm bu olanlara rağmen bir çıkış yolu var mı sizce?
Tüm kalp kırıklığıma rağmen pozitif şu yorumu ekleyebilirim belki: Doğa, deniz çok güçlü. Eğer biz fırsat verirsek Marmara Denizi kendini biraz toparlayabilir. Sakın yanlış anlaşılmasın—müsilajdan bağımsız şekilde kirlilikle, aşırı avlanmayla, yok ettiğimiz dip habitatlarıyla, tabii ısınmayla o kadar zarar verdik ki, asla eskilerden duyduğumuz görkemli, türlü türlü canlının yaşadığı Marmara Denizi olamayacak. Yok ettiğimiz, benim yaşlarımdaki insanların belki de zaten hiç görmemiş olduğu, varlığından haberdar olmadığı türler geri gelmeyecek. Ama atıklarla suya karışan azot, fosfor gibi “besin”lerin derhal en aza indirilmesi ve o şekilde kalması mutlaka olumlu etki yaratacaktır. Birbiri ardına verilen kötü kararlarla 1980’lerden beri Marmara Denizi’ni öldüren her etken incelensin, her kişi, her kurum hesap versin. Ve bu kötü kararlar silsilesiyle yüzleşelim, ders kitaplarımıza girsin, yeni nesillerin hepsi yapılan yanlışları, sorumluları ve sonuçları öğrensin.
Ama şimdi değil—şimdi, şu an, hemen şimdi yapılması gereken birbirimizi suçlamak değil, derhal devlet, bürokratlar, akademisyenler, balıkçılar, sivil toplum, birlik olup bilime dayalı kalıcı çözüm üretmek.
Derya Akkaynak kimdir?
ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümünü 2003’te birincilikle bitirdi. MIT’de havacılık ve uzay konusunda yüksek lisans yaptı (2003-2005). Yüksek lisans sonrası üç sene ABD’de finans sektöründe bilişim teknoloji danışmanı olarak çalıştı. Altı yıllık havacılık ve üç yıllık iş hayatı tecrübesinden sonra oşinografi (okyanus bilimleri) alanında doktora yapmaya karar verdi. En köklü oşinografi enstitülerinden Woods Hole Oceanographic Institution ve MIT’nin ortak programını bitirerek makina mühendisliği ve oşinografi alanında doktorasını aldı. Doktora sonrası çalışmalarını Panama’da Smithsonian Tropical Research Institute, İsrail’de Hayfa Üniversitesi, Almanya’da GEOMAR ve ABD’de Princeton Üniversitesi’nde yaptı. American Academy of Underwater Sciences (AAUS) araştırma dalgıcı olan Akkaynak’ın aynı zamanda dekompresyon, kuru elbise, ve buz dalgıcı eğitimleri var. Sualtında bilgisayarla görme alanındaki temel bir problemi çözüp, türettiği yeni bir görüntü oluşması denklemi ve bu denklemi kullanarak sualtı fotoğraflarından “suyu çıkaran” Sea-thru algoritmasını geliştirdiği için 2019 yılında “Blavatnik Genç Bilim İnsanı” ödüllerinden birine layık görüldü. Antarktika, Endonezya, Karayipler, Ege Denizi, Kızıldeniz, Alaska, Atlantik ve Pasifik Okyanusu’nun pek çok yerinde arazi çalışmalarına devam eden Akkaynak, Florida’daki Harbor Branch Oşinografi Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalışmaktadır.