Gönüllülük esasına dayalı bir karnaval: Burning Man

 

Burning Man PlayaÇölde bir şehir. Gönüllülük prensibi ile filizlenen bir umut kültürü. Hayalperestler ve yaratıcıların buluştuğu bir ağ. Evet, Burning Man’den bahsediyoruz. Bu yıl 70 bin kişinin katıldığı ve 362 sanat eserinin sergilendiği, paranın geçmediği, gönüllülük esasına dayalı bir karnaval: Burning Man. Hayır, bir festival değil, birçok festivali etkileyen bir hayal çalışması. İnsanlar izleyici değil, katılım esası söz konusu. Sanatta kollektif anlayışın hakim olduğu Burning Man, bir karşı kültür hareketi değil, bir kültür hareketi. Birşeylerin zıtlığından yola çıkarak değil, kendi kendini var eden bir sanat, özgürlük ve paylaşım platformu.

Karnaval, her yıl ABD’nin Nevada eyaletinde Black Rock City’de ağustosun son pazartesi başlıyor ve bir hafta boyunca sabah, akşam süren sanat, paylaşım, gelişim çalışmaları ve eğlence ile sürüyor.

İlk olarak 1986’da Larry Harvey ve beş arkadaşının San Francisco’da 2.7 metre boyunda bir tahta adamı yakarak başlattığı eylem, yıllar içinde gelişiyor, yer değiştiriyor ve bu yıla kadar artan ilgi ile kimisi için bir yaşam biçimi haline, kimisi için ise ruhani bir inanışa dönüşüyor.

Burning Man NoirHer yıl çevreye verilen zarar tespit edilip ona göre katılacak nüfus belirleniyor. 220 temsilciliği olan Burning Man, felsefesi ile yavaş yavaş dünyaya yayılıyor. 60 ayrı ülkede farklı zamanlarda karnavallarda buluşuluyor. Güney Afrika, İsrail ve Avustralya başı çeken ülkeler arasında.
Peki, Burning Man’in prensibi ne? Şöyle özetleyelim: Herkes Burning Man’in bir parçası olabilir. Katılım için herhangi bir ön koşul yok. Şartlanan, birbirine saygı temelli bir iletişim ağı oluşturmak. Koşulsuz, hediye verme esası üzerine kurulmuş, kültürü sömürüden uzak tutmayı ana amaçlardan biri yapan bir bağ. Ticari sponsorlukların, işlemlerin veya reklamın olmadığı bir alan. Karnaval boyunca radikal bir şekilde kendi özüne dayanmaya, yaratıcı işbirliğine, sivil sorumluluğa teşvik ediliyorsunuz. Doğayı değiştirecek hiç bir iz bırakılmıyor, çevreye saygı en önemli şeylerden bir tanesi oluyor. Dönüştürücü değişim ve derin iletişim için herkesin katılımı öncelikli. İnsanlar arasındaki bariyerlerin kalkması, doğa ve insanla temas vurgulanan en önemli çağrılardan ikisi.
Burning Man’de, kurallarla dolu hiyerarşik bir dünyada alternatif bir yaşamın mümkün olduğunu deneyimleyebiliyorsunuz. Sağlık ve can güvenliği dışında neredeyse hiçbir kısıtlamanın olmadığı karnavalda, gün gün belirlenmiş programları takip etme şansınız var. Dilerseniz yoga derslerine katılabilir, yan çadırda meditasyonla devam edebilirsiniz, ya da seks konusunda aklınıza gelen her detayı konuşabileceğiniz, uygulayabileceğiniz çadır kamplarından ayrılmazsınız. Müzik, dans başta olmak üzere, aklınıza gelecek her türlü sanatsal faaliyete tanık olabilir, dilerseniz katılabilirsiniz. Bir köşede ekmek için sıraya girebilir, dondurma dağıtan araba geçsin diye hayaller kurabilirsiniz. İçki, uyuşturucu sizi rahatlatan ya da dibe vuran ne varsa deneyimleyebilir, algınız, ihtiyaçlarınız sizi nereye çağırıyorsa o yönde hareket edebilirsiniz. Size ayna olabilecek birçok alanda benliğinizle çırılçıplak kalmanız mümkün. Bir kabul, kucaklaşma ve kaynaşma hareketi dikkati çeken. Genel kanının aksine özgürlüğün insanların kontrolden çıkacağı bir duruma yol açacağı düşüncesine tezat bir ortam söz konusu.
Ara ara ortaya çıkan kum fırtınaları, çölün gündüzleri sıcak, akşamları çok soğuk olan hava koşullarına karşı dayanma gücünüzü test edebildiğiniz, sanatla, aşkla, paylaşım ve dostlukla geçen bir hafta. Bir umut sarhoşluğu, bir dayanışma hareketi.

Bu yılki tema aynalar, maskeler ve labirentlerden oluşuyordu.
Birbirinden özgün grubun sahne aldığı platformda, ‘İstanbul Connection’ Türk ezgileri ile dikkatimizi çeken gruplar arasındaydı. Jazz Cafe’de her gün sabaha kadar canlı müzik vardı. Basının ilgi odağı ise LSD gurusu Timothy Leary’nin küllerini Burning Man’e getiren Susan Sarandon oldu.

Geçen yıl kız kardeşi ile yaptığı iki haftalık Türkiye gezisi sonrası paylaştığı videolar ile Türkiye’de dikkat çeken fotoğraf sanatçısı Ari Fararooy de karnavala katılanlar arasındaydı. Bir fotoğrafçı olarak, Burning Man’in büyüsünden çok etkilendiğini söyleyen Ari, geçen yılki fotoğraf projesini playada sergiledi. Ari, fotoğraf projesi çerçevesinde birçok insanla tanıştığını, bu yıl çok tozlu geçse de şartların kendisini yıldırmadığını, seneye yeniden gelmek istediğini söyledi ve tembih etti: “Gelmeden önce etkinlik hakkında kapsamlı bilgi alın: burningman.org şartlar o kadar da kolay değil.”

MagicBu yılki nüfusun yüzde 39’u kadın, yüzde 59’u erkek ve yüzde 2’si çift cinsiyetli olarak belirtildi. Katılımın yüzde 82’si ABD’den, yüzde 5’i Kanada ve Yüzde 14’ü diğer ülkelerden. Çok fazla siyah nüfusun katılmadığına dikkat çeken bir gazeteci Media Mecca’da gerçekleşen basın toplantısında Burning Man kurucusu Larry Harvey’e bunun neden olabileceğini sorduğunda şöyle yanıt aldı: “Belki de siyahlar çadır kampını pek sevmiyorlardır.”

18.28 metre boyunda tahtadan yapılan ‘Man’in yakılması sonrası yavaş yavaş sona yaklaşılırken, hafta boyunca ölen yakınları için tapınağı ziyaret eden, yakınlarına notlar yazan çok kişi son gün tapınağın yakılması için toplandı. Binlerce insanın sessizce oturup tapınağın kül olmasını beklemesi ve içlerinden geldiği gibi yakınlarına seslenmesi tüyleri diken diken etti. İnsanlık adına, değiştirici, dönüştürücü etkisi olan Burning Man çoğalsın, eksilmesin.
Deja SolisMarco Cochrane’nin LED aydınlatma efektleri ile, çelik çubuk ve toptan inşa ettiği paslanmaz çelik hasır kaplı eseri R-Evolution ile son noktayı koyalım. Nefes alıp veren, yere iki ayağı sıkıca dikilen, gözleri kapalı, kolları iki yana açık, huzurlu görünen 14.6 metre boyunda dev kadın, Deja Solis ile kadına karşı şiddeti sona erdirmek ve kadının sesinin daha çok duyulması için harekete geçme konusunda ilham veren sanatçının önünde saygıyla eğiliyoruz. Bu yılki Burning Man’de yer alan diğer sanat eserlerine de göz atmak isterseniz: Art installations

Türkiye başta olmak üzere, dünyanın dört köşesinden savaş, ölüm, kan haberleri gelirken bu bir haftalık buluşma biraz terapi, biraz yenilenme biraz da umut oldu. Bu yazıyı okuyan sen, yalnız değilsin, mutlaka bir gün ama bir gün barış, kardeşlik ve dayanışma kazanacak.

Burning Man 2015

 

Become a patron at Patreon!