Oldchella: Indio’da büyülü iki hafta sonu
1960 ve 70’lerin efsane müzik adamlarının iki hafta sonu sahnede olduğu festival Desert Trip sona erdi. 75 bini aşkın kişinin katıldığı festivalin biletleri aylar önce beş saat içerisinde tükendi. Dünyanın dört bir yanından katılımın olduğu festivalden tüm zamanlar için rekor sayılabilecek 160 milyon dolar gelir elde edildi. Konser alanı öğleden sonra ikide açıldı, konserlere kadar geçen sürede müzikseverlerin çoğu sanatçıların fotoğraflarının sergilendiği klimalı binada veya dönme dolapta zaman geçirdiler. Dışardan yemek ve içeçek getirmenin yasak olduğu festivalde satışa çıkarılan yemek ve içeceklerin aşırı pahalı olduğundan yakınılsa da büfelerin önünde sıralar oldu.
Bob Dylan, Rolling Stones, Neil Young, Paul McCartney, The Who ve Roger Waters’ı izlemek için gelen müzikseverler muhteşem bir gösteri ile ağırlandı.
Açılışı Bob Dylan yaptı. Sessiz sedasız geçti sanki sahneden. Popüler birçok şarkısını başka şekilde yorumladı. Dylan’ın, izleyiciler ile çok fazla iletişimde olmaması dikkat çekiciydi.
Bob Dylan’ın arkasından sahne alan Rolling Stones, enerjisi ile dikkat çekti. Mick Jagger’ın sahne performansı görmeye değerdi. Jagger, ara ara yaş mevzusunda şakalar yaptı, Bob Dylan’ı Nobel ödülü dolayısı ile tebrik etmeyi de ihmal etmedi.
Neil Young, cumartesi şovunu açan isim oldu. Sahnesi, enerjisi dikkate değerdi. Hem akustik hem de elektronik çaldı. Şovun sonunda elinde sepetle sahnedeydi, sepetin içerisinde tohum paketleri vardı. Bu paketleri seyirciye atıp, California’yı ne çok sevdiğini söyledi ve eyalet içi tohum transferini yasaklayan yasaları sahneden seyircilere dağıttığı tohumlar ile çiğnedi.
Paul McCartney, esti geçti. Çokça Beatles’tan çaldı, ara ara yeni kayıtlardan söyledi. Eşi Nancy’e yazdığı “My Valentine”i ve “Bazen yakınınızdakine onu ne çok sevdiğinizi söylemek için geç kalmış olabilirsiniz” diyerek John Lennon’a yazdığı şarkıyı çaldığında duygusal anlar yaşandı. McCartney, bu yıl hayatını kaybeden Beatles’ın Beatles olmasında önemli paya sahip olan yapımcı George Martin’i ve George Harrison’ı anmayı da ihmal etmedi. Sahnede eski günlerden anılarını da anlattığı eşşiz bir sahne performansıydı. Bob Dylan ‘ı Nobel ödülü, Chuck Berry’i de 90’ıncı yaşı dolayısı ile kutladı. McCartney’nin sahneye önce Rihanna’yı sonra da Neil Young’ı davet etmesi sürpriz oldu.“Yesterday” dışında çoğu popüler şarkısını çaldı. Neil Young, Paul McCartney için “Rock dünyasının Charlie Chaplin’i” dedi, haksız mı?
The Who, pazar günkü şovu açtı. Ringo Starr’ın oğlu davulcu Zak Starkey, Pete Townshend ve Roger Daltry’e eşlik eden isimler arasındaydı. Daltry, bolca mikrofon savurdu ama Pete eskisi kadar atik değildi sahnede. Konser esnasında gitarı alnına çarpması sonucu kaşının yarıldığını da not edelim.
Ve beklenen an: Roger Waters sahnede. Çok güçlü politik mesajlar, albüm sırasına göre seçtiği Pink Floyd’dan şarkılar ve müthiş görsel efektler ile adeta rüya yaşattı. Animals albümünden Pigs (Three Different Ones) eşliğinde alanda, bir tarafında, “Birlikteysek güçlüyüz, ayrıysak düşeriz” diğer tarafında “Trump bir domuz” yazan şişme bir domuz balon uçtu. Waters’ı ilk kez bu sahnede izleyen gençler için aldıkları mesaj uyarıcı ve dönüştürücü olmuştur demek yanlış olmaz sanırım.
İsrail yanlısı organizasyon StandWithUs, Waters’ın konseri esnasında konser alanı üzerinde İsrail Filistin barışını destekleyin, nefret dolu boykot yapmayın mesajı vererek uçak uçursa da Waters’ın seti yanında dikkat çekmedi. Waters, Filistin halkının mücadelesine destek çıktı.
Waters, son yıllarda, gitarist G.E. ile MusiCorps kuruluşun rehabilitasyon programları kapsamında Maryland’de Walter Reed Hastanesi’nde bulunan yaralı gaziler ile çalıştıklarını söyledi. Bu gazilerden biri Greg Galazi, “Shine on You Crazy Diamond”e, tekerlekli sandalyesinden gitar solo ile katıldı. Pink Floyd kurucu üyesi Syd Barrett de anıldı.
Özetle, rüya gibi bir festivaldi.