Silahlananlar dikkat! Ölüme bir adım daha yakınsınız!
İnsanın temel haklarından olan yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği, çoğu zaman ne yazık ki bir namlunun ucunda ve tehdit altında.
ABD’de her yıl, kendini savunmak için silahlanan yüz binlerce kişi, aynı silahı kendine doğrultarak intihar girişiminde bulunuyor.
Kendisine karşı savunmasız kalan bu kişiler bazen kendileriyle birlikte onlarca savunmasız insanın canına da kıyabiliyor.
ABD’de ateşli silahlarla intihar vakalarında ortaya çıkan ölümler, terör olaylarından kaynaklanan ölüm rakamlarının çok üzerinde.
Silahlanma ile intihar girişimi arasındaki ilişki üzerine yıllardır çevrebilim araştırmaları yapılıyor. Kuşkulu kişiler üzerinde yapılan araştırmaların sonuçlarına kıyasla araştırma-inceleme yöntemi ile varılan sonuçlar, bilim adamlarını ortak bir gerçekte buluşturdu: Silahlanmanın yaygın olduğu bölgelerde, intihar girişiminin psikolojik risk faktörlerinin arttığı gözlemleniyor.
Silahı olanın kendini vurma olasılığı yüksek!
Şu an New York Devlet Üniversitesi sistemi içinde yer alan Albany Üniversitesi’nde görevli Prof. Colin Loftin ile Prof. David McDowall’in ‘1976 Silahlanma Yasağı’ dönemini de kapsayan 1968-1987 yılları arasında Washington’da yaptıkları araştırma güncelliğini koruyor. Loftin ve McDowall, gerçekleşen intihar vakalarından bir tablo oluşturmuşlar ve silahlanma ile intihar olaylarının bağını yüzde 25 gibi yüksek bir oranda ilişkilendirmişlerdi.
Konu ile ilgili olarak Harvard Halk Sağlığı Departmanı (HSPH)’nda görevli epidemiyoloji uzmanı Dr. Matthew J. Miller ile Turkish Journal için görüştük…
Dr. Miller; Alabama, Idaho, Colorado, Utah, Montana, Wyoming ve New Mexico’da silahlanma oranı yüksekken, Rhode Island, Massachusetts, New Jersey, Connecticut, Hawaii ve New York’ta silahlanma oranının azlığının dikkat çektiğini ve bu tabloyla orantılı silahlanma oranı yüksek olan bölgelerde intihar sonrası ölüm oranının yüksek olduğunu belirtiyor. Dr. Miller, silahlanmanın yüksek olduğu eyaletlerde ateşli silahlar ile girişilen intihar sayısının, silahlanma oranının düşük olduğu eyaletlere göre, 3,8 kat daha yüksek olduğunu vurguluyor.
Silah ölüme yaklaştırıyor hem sizi hem yakınlarınızı…
Dr. Miller, “Silah sahibi olarak önce kendinizi, sonra eşinizi, çocuklarınızı ve yakınlarınızı ölüme bir adım daha yaklaştırıyorsunuz.” diyor.
Silahı kendinize çevirmeniz ya da evdeki yakınınızın o silahı size çevirmesi riski ile evinize gelen bir hırsızın silahı size yöneltmesi arasında fark göremediklerini, edinilen silah sonrası intihar etme riskinizin onlarca kat arttığını vurguluyor ve ekliyor:
“Çoğu insan, kanunsuzlukla baş etme adına ya da eve girebilecek hırsızdan kendini koruma refleksi ile ‘silah’a sarılıyor. Gel gelelim ‘korunmak’ için edinilen silahın kendisinin ölme ya da yaralanması riskini artırdığını görmüyor. Araştırmalar gösteriyor ki; intihar etme isteği ile silah kullanma oranı dış tehlikelere karşı silah kullanma oranından daha yüksek.”
Gençlerde üç ana ölüm nedeninden biri!
Dr. Miller, yaptığı bir araştırmadan örnekler de veriyor:
“Amerika nüfusunun on beş ana ölüm nedeninden biri canına kıyma yani ‘intihar’dır. 30 yaş altındaki kişilerin ise üç ana ölüm nedeninden biridir intihar.
Amerika’da, 2002 yılında, 31 bin 655 kişi intihar etmiş. Bu rakamın yüzde 54’ü yani 17 bin 108 kişi ateşli bir silahla intihar etmiş.
Üç yıl sonra yeniden yapılan araştırmalara göre 2005’te 32 bin 637 kişi intihar etmiş. Bu sayının 17 bin 2’si yani yüzde 52’si ateşli bir silahla intihar etmiş. Aynı yıl, polis tarafından vurulma, uyuşturucu kaçakçıları arasında çıkan çatışma, silahın kaza sonucu ateşlenmesi gibi nedenlerden ölenlerin sayısı ise 18 bin 538’miş.” diyerek istatistiklerin ne yazık ki yıldan yıla çok değişiklik göstermediğinin altını çiziyor.
Silah öldürür; ilaç süründürür!
Dr. Miller, ayrıca, silahla intihar edenlerde ölüm oranı yüzde 90 iken, ilaç kullanılan vakalarda bu oranın yüzde 3’e düştüğünü belirtiyor. İntihar şeklindeki değişimin getireceği etkiye örnek olarak şu bilgiyi veriyor:
“Eğer 2002’de silahla intihar etmiş her on kişiden biri bunu ilaçla denemiş olsaydı, sadece bir yıl içinde ölüm oranında 1700 kişiye denk bir düşüş olacaktı.”
Dr. Miller’in, araştırmalarına dayanarak verdiği şu örnek de çok çarpıcı:
“1950’lerde, İngiltere’de, toplam intiharların yüzde 50’sini oluşturan karbonmonoksit zehirlenmesinin; toplumda karbonmonoksitli kömür tüketiminin azalmasıyla birlikte düşüşe geçmesine genel intihar sayısındaki düşüş de eşlik etti.”
Terör intiharın gerisinde!..
ABD’de her 100 kişiden 90’ında ateşli silah bulunuyor.
Amerika’da her yıl 400 bine yakın kişi, silahla intihar girişimi nedeniyle “acil servis”lere kaldırılıyor.
Milyonlarca insan kişisel savunma amacı ile kendilerinin potansiyel tehlike olduklarını duymazdan gelerek silaha sarıldıkça, terör riski bile intihar riskine yaklaşamayacak gibi…
Dileriz toplumun güvenlik ihtiyacı karşılanır ve insanlar silahsız da kendilerini güvende hissedebilirler…
(Turkish Journal)